Malabadi Köprüsü

Şarkılara, türkülere konu olan Malabadi köprüsü işte bu. ( Malabadi: Badi hoca )

Aras Nehri Iğdır


Iğdır Ağrı Dağı



Ağrı Dağı Iğdır il sınırları içerisindedir. Yüksekliği 5137 metredir.Hemen yanında 3896 metre yükseklikle arkadaşı Küçük Ağrı Dağı yer alır. Ağrı Dağının Iğdır ovasından yüksekliği 4500 metredir. Sönmüş bir yanardağdır ve etrafında lav akıntıları vardır.

Yorumsuz


Benden Bu Kadar


Hiçbir Şey Beklemezler, Doğdukları Yerde Ölenler...


HİÇBİR ŞEY İSTEMEZLER,

DOĞDUKLARI YERDE ÖLENLER...

Kartpostal

Van da bir fotoğrafçı tarafından kartpostal haline getirilmiş iki Van çocuğu...

ASKERİN SON SÖZÜ !

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmurualtındaydılar. Asker teğmene koştu ve:- Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..Delirdin mi? der gibi baktı teğmen...- Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın..Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. " Git o zaman.."İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşadöndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:- Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez,demiştim. Bu zaten ölmüş..- Değdi teğmenim. dedi asker..- Nasıl değdi ? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun ?..- Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı..Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için..
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:- Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı...
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM...

MERMİLERE ALERJİM VAR !

Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlubir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasılolduğunu sorsa; "Bomba gibiyim" diye yanıt verirdi hep.."Bomba gibiyim." Jerry bir doğal motivasyoncuydu...Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni... Bir gün Jerry'yegittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman,her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun...Nasıl başarıyorsun bunu?Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün ikiseçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim.Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene ikiseçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var..Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarınıgöstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani?Evet.. Kolay dedi Jerry.. Hayat seçimlerden ibarettir.Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıldavranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıletkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrınıniyi ya da kötü olmasını seçersin...Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..Jerry'nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllargörmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmekyerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.Yıllar sonra, Jerry'nin başına çok tatsız bir şey geldi. Soyguniçin gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, Jerry'yi delik deşik etmişler...Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış.Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm.Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dediBomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim.Yerde yatarken, iki seçimim var diye düşündüm..Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi !..Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler.Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızlasürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündekiifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözlerbana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..Ne yaptın? diye merakla sordum..Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarakherhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu..Evet diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşirelermerakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimitoparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım..Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin.Otopsi yapar gibi değil. Jerry, sadece doktorların büyük ustalıklarısayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyükkatkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımızve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu..Bu yazıyı okudunuz.
Şimdi iki seçiminiz var:
1. Unutup gitmek.
2. Saklamak ve de bu yazıyı dostlarınızla paylaşmak.

SAĞAR KURBAĞA

Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Kurbağalarda arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkacağına inanmıyormuş Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:"Zavallılar""Hiçbir zaman başaramayacaklar!"Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. içlerinden sadece bir tanesi inatla, yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.Seyirciler bağırıyorlarmış:" Zavallılar " Hiçbir zaman başaramayacaklar !...Sonunda bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış yarışı bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığnı öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış, sormuş bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki... Kuleye çıkan kurbağa sağarmış!
OLUMSUZ DÜŞÜNEN İNSANLARI DUYMAYIN....
ONLAR KALBİNİZDEKİ ÜMİTLERİ ÇALARLAR !